[EP-266]EPOSTER OTURUMU-19 | Tarih ve Saat: 22.10.2010, 17:00 - 18:00 | Salon: EPOSTER SALONUDissemine Tüberküloz (Tüberküloz Peritonitin Eşlik Ettiği Tüberküloz Lenfadenit) Olgu SunumuFiliz Çimen, Dilek Saka, Kazım Rollas, Şükran Atikcan, Mihriban Öğretensoy Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları, ANKARA
Periton tüberkülozu tüm tüberküloz vakalarının yaklaşık % 1’inde görülmektedir. Tedavi gecikmesi mortalite ve morbiditeyi artırmaktadır.
Tüberküloz basili peritona barsak duvarından, genital organlardan direkt yayılımla veya primer pulmoner odaktan hematojen yayılımla ulaşmaktadır.
28 yaşındaki erkek hasta karında şişlik, kilo kaybı, gece terlemesi ve nefes darlığı şikayeti ile merkezimize başvurdu. Hastanın yapılan fizik muayenesinde boyunda sol servikal bölgede lenfadenopati ve batında açıklığı yukarı bakan matite saptandı Dinlemekle sol akciğer bazalde solunum sesleri azalmıştı. Abdominal ultrasonografisinde yaygın asit, sağ plevral effüzyon, porta hepatitse ve çölyak arter önünde en büyüğü 2.7 cm’lik lenfadenopatiler izlendi. Dalak 133 mm, üst polde orta polde hipoekoik 20 ve 28 milimetrelik nodüller ve asit saptandı. Hastaya parasentez yapıldı. Parasentez mayisinde ADA 107 IU/L, % 70 lenfosit hakimiyeti tesbit edildi. Boyun ultrasonografisinde, sağ supraklavikuler bölgede lateral kesimde 2x5 cm lik lobüle konturlu hipoekoik lenfadenopati ayrıca her iki servikal zincirde en büyüğü 7x17 mm boyutlarında hipoekoik lenf nodu saptandı. Sağ supraklavikuler lenfadenopati aspirasyonu sonucu nadir basil izole edildi. Sağ supraklavikuler lenf nodundan yapılan biyopsi sonucu kazeifiye granülomatöz iltihabi olay olarak raporlandı. 3 kez bakılan balgam ARB menfiydi. Çekilen bilgisayarlı toraks tomografisnde sağ hiler lenfadenopati, sağda masif efüzyon sağda plevral mayi komşuluğunda kollabe konsolide alanlar izlenmekteydi. Eksudatif plevral mayide ADA düzeyi 44.2 IU/L olarak tesbit edildi. Tüm sonuçlar analiz edilerek tüberküloz peritonit, tüberküloz lenfadenit, tüberküloz plörezi tanıları konulan olguya İzoniazid(H), rifampisin(R), pirazinamid(Z) ve etambutol(E) tedavisi başlandı. Tedavinin birinci ayından itibaren olguda semptomlar geriledi, batında asit kayboldu, portal hilustaki lenfadenopatide gerileme saptandı. Tedavinin üçüncü ayından itibaren boyundaki lenf bezlerindeki patolojinin gerilediği izlendi. Tedavinin altıncı ayında olgu gastroenterolojiye danışıldı. Tedavinin dokuz aya tamamlanmasına karar verildi. Dokuzuncu ayda kontroller tekrarlandığında portal hilustaki lenfadenopatinin 2 cm’e, sağ supraklavikuler lenfadenopatinin ise 18x8 milimetre’ye gerilediği tesbit edildi. Tedavi dokuz aya tamamlanıp kesildi. Olgu halen kontrolümüz altındadır. GİRİŞ-AMAÇ | Periton tüberkülozu tüm tüberküloz vakalarının yaklaşık % 1’inde görülmektedir. Tedavi gecikmesi mortalite ve morbiditeyi artırmaktadır.
Tüberküloz basili peritona barsak duvarından, genital organlardan direkt yayılımla veya primer pulmoner odaktan hematojen yayılımla ulaşmaktadır.
|
OLGU | 28 yaşındaki erkek hasta karında şişlik, kilo kaybı, gece terlemesi şikayeti ile merkezimize başvurdu. TA 110/60 mmHg, Nabız 78/dk, Ateş 37.2 idi. Sigara, alkol hikayesi ve tbc temas hikayesi yoktu. Hastanın hemogramı ve biyokimyası normaldi.
Fizik muayenede boyunda sol servikal bölgede lenfadenopati ve batında açıklığı yukarı bakan matite saptandı. Dinlemekle sol akciğer bazalde solunum sesleri azalmıştı. PA AC grafisinde sağ kostodiyafragmatik sinüs kapalıydı (Resim 1). Abdominal ultrasonografisinde yaygın asit, sağ plevral effüzyon, porta hepatitse-çölyak arter önünde en büyüğü 2.7 cm’lik lenfadenopatiler izlendi. Dalak 133 mm, üst ve orta polde hipoekoik 20 ve 28 milimetrelik nodüller ve asit saptandı. Hastaya parasentez yapıldı. Parasentez mayisinde ADA 107 IU/L, % 70 lenfosit hakimiyeti tesbit edildi. Boyun ultrasonografisinde, sağ supraklavikuler bölgede lateral kesimde 2x5 cm lik lobüle konturlu hipoekoik lenfadenopati ayrıca her iki servikal zincirde en büyüğü 7x17 mm boyutlarında hipoekoik lenf nodu saptandı. Sağ supraklavikuler lenfadenopati aspirasyonu sonucu nadir basil izole edildi. Sağ supraklavikuler lenf nodundan yapılan biyopsi sonucu kazeifiye granülomatöz iltihabi olay olarak raporlandı. 3 kez bakılan balgam ARB menfiydi. Çekilen bilgisayarlı toraks tomografisnde sağ hiler lenfadenopati, sağda masif efüzyon sağda plevral mayi komşuluğunda kollabe konsolide alanlar izlenmekteydi ( Resim 2). Plevral mayiden örnekleme yapıldı. Glu 123, Alb 2.7 g/dl,T.Protein 5.9 g/dl, LDH 171 IU/L, Rivalta +++ ADA 44.2 IU/L idi.Serum Glu 91, Alb 3,3 g/dl,T.Protein 7.5 g/dl, LDH 133 IU/L, ADA 31.2 IU/L olarak ölçüldü.
Tüm sonuçlar analiz edilerek tüberküloz peritonit, tüberküloz lenfadenit, tüberküloz plörezi tanıları konulan olguya İzoniazid(H), rifampisin(R), pirazinamid(Z) ve etambutol(E) tedavisi başlandı. Tedavinin birinci ayından itibaren olguda semptomlar geriledi, batında asit kayboldu, portal hilustaki lenfadenopatide gerileme saptandı. Tedavinin üçüncü ayından itibaren boyundaki lenf bezlerindeki patolojinin gerilediği izlendi. Tedavinin altıncı ayında olgu gastroenterolojiye danışıldı. Tedavinin dokuz aya tamamlanmasına karar verildi. Dokuzuncu ayda kontroller tekrarlandığında portal hilustaki lenfadenopatinin 2 cm’e, sağ supraklavikuler lenfadenopatinin ise 18x8 milimetre’ye gerilediği, akciğerdeki sıvının tamamen kaybolduğu tesbit edildi (Resim 3). Tedavi dokuz aya tamamlanıp kesildi. Olgu halen kontrolümüz altındadır.
|
Resim 1 PA AKCİĞER
 Resim 2 TORAKS BT
 Resim 3 PA AKCİĞER
 |