[EP-296]

EPOSTER OTURUMU-21 | Tarih ve Saat: 22.10.2010, 17:00 - 18:00 | Salon: EPOSTER SALONU

Akciğer Kanseri Ön Tanısı İle Tetkik Edilen Pnömoni Olgusu

Cantürk Taşçı, Ömer Deniz, Arzu Balkan, Metin Özkan, Hayati Bilgiç
Gülhane Askeri Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Ankara

OLGU: 55 yaşında bayan hasta, sırt ağrısı, gece terlemesi, halsizlik şikayetleri ile acil servise başvurmuş. Laboratuar bulgularında, 14400 beyaz küre ve %96 parçalı hakimiyeti ile eritrosit sedimentasyon hızının 80 mm/saat olduğu görüldü. Diğer biyokimyasal parametrelerinde patoloji yoktu. Yapılan tetkikleri ile çekilen PA Akciğer grafisinde görülen infiltrasyonlar sonrası göğüs hastalıkları kliniğine yönlendirildikten sonra yatırıldı. Hastanın şikayetlerinin yaklaşık bir haftadır olduğu öğrenildi. Resim 1’de hastanın başvuru esnasında çekilen PA Akciğer grafisi görülmektedir. Bunun üzerine Toraks CT çekildi (Resim 2a-2b). Her iki akciğerde hemen hemen tüm loblarda görülen yamasal tarzda konsolide alanlar, bazılarının içinde hava bronkogramları görülmesi üzerine öncelikle malignite düşünülerek bronkoskopi hazırlığı yapıldı ve uygun olan dansiteden transtorakal ince iğne aspirasyon biyopsisi planlandı. Hastaya tüm bu laboratuar ve radyolojik bulgular ile yatışından itibaren nonspesifik antibioterapi uygulanmıştı. Hastanın batın ve pelvik USG’leri de yapıldı. USG bulguları normal olarak sonuçlandı. Yapılan bronkoskopide patoloji saptanmadı. Hastaya on gün sonra kontrol PA Akciğer grafisi (Resim 3) çekildiğinde dansitelerin regrese olduğu görülünce Toraks CT çekildi (Resim 4a-4b). Tomografide konsolide alanların tama yakın regrese olduğu görüldü. Kontollere gelmek üzere takibe alındı. Sonuç olarak; klinik ve radyolojik bulguların pnömoniyi tam olarak desteklememesine rağmen nonspesifik antibioterapi ile malignite düşünülen bir hastada tama yakın cevap alınması şaşırtıcı idi. Olgumuzu bu haliyle sunmak istedik.

OLGU

55 yaşında bayan hasta, sırt ağrısı, gece terlemesi, halsizlik şikayetleri ile acil servise başvurmuş. Laboratuar bulgularında, 14400 beyaz küre ve %96 parçalı hakimiyeti ile eritrosit sedimentasyon hızının 80 mm/saat olduğu görüldü. Diğer biyokimyasal parametrelerinde patoloji yoktu. Yapılan tetkikleri ile çekilen PA Akciğer grafisinde görülen infiltrasyonlar sonrası göğüs hastalıkları kliniğine yönlendirildikten sonra yatırıldı. Hastanın şikayetlerinin yaklaşık bir haftadır olduğu öğrenildi. Resim 1’de hastanın başvuru esnasında çekilen PA Akciğer grafisi görülmektedir. Bunun üzerine Toraks CT çekildi (Resim 2a-2b). Her iki akciğerde hemen hemen tüm loblarda görülen yamasal tarzda konsolide alanlar, bazılarının içinde hava bronkogramları görülmesi üzerine öncelikle malignite düşünülerek bronkoskopi hazırlığı yapıldı ve uygun olan dansiteden transtorakal ince iğne aspirasyon biyopsisi planlandı. Hastaya tüm bu laboratuar ve radyolojik bulgular ile yatışından itibaren nonspesifik antibioterapi uygulanmıştı. Hastanın batın ve pelvik USG’leri de yapıldı. USG bulguları normal olarak sonuçlandı. Yapılan bronkoskopide patoloji saptanmadı. Hastaya on gün sonra kontrol PA Akciğer grafisi (Resim 3) çekildiğinde dansitelerin regrese olduğu görülünce Toraks CT çekildi (Resim 4a-4b). Tomografide konsolide alanların tama yakın regrese olduğu görüldü. Kontollere gelmek üzere takibe alındı.

Sonuç olarak; klinik ve radyolojik bulguların pnömoniyi tam olarak desteklememesine rağmen nonspesifik antibioterapi ile malignite düşünülen bir hastada tama yakın cevap alınması şaşırtıcı idi. Olgumuzu bu haliyle sunmak istedik.

Anahtar Kelimeler: akciğer kanseri, pnömoni




Resim 1



Resim 2a



Resim 2b



Resim 3



Resim 4a



Resim 4b