Tükenmeyen Nefesle

Skip Navigation Links
2 Mayıs 2019

TÜSAD DÜNYA ASTIM GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

ASTIMA DUR DE!
Dünya Astım Günü, 1998 yılından beri tüm dünyada her yıl Mayıs ayının ilk Salı günü çeşitli etkinliklerle gündeme gelmektedir. Bu yıl da 7 Mayıs 2019 tarihinde “Astıma Dur De” teması ile toplum ve sağlık çalışanları için eğitim ve farkındalık toplantıları düzenlenecektir.

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) olarak Dünya Astım Günü kapsamında astımın korkulacak değil, iyi bir hasta hekim işbirliği ile yüzde 95’i kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğunu vurgulamak isteriz.

ASTIM KİŞİDEN KİŞİYE FARKLILIK GÖSTERİR
Astım ataklarla seyreden nefes darlığı ve hırıltılı solunumla karakterize kronik bir hastalıktır.  Astım, bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların en önemlilerinden biridir. Hastalar başlıca nefes darlığı ve hırıltı şikayetleri ile doktora başvururlar. Göğüste sıkışıklık ve geçmeyen öksürük de astıma işaret edebilir. Şikayetler gece veya sabaha doğru ortaya çıkıyorsa veya artıyorsa astım olma ihtimali artmaktadır. Hastalığın en önemli özelliği hastanın şikâyetlerinin değişkenlik göstermesi, ataklarla (krizlerle) seyretmesidir yani bazı günler hiç olmayan, bazı günler artan, bazı günler hastaneye veya acil servise başvurmayı gerektirecek şekilde şiddetlenen şikayetlerle karakterize olmasıdır. Diğer taraftan kişiden kişiye de farklılıklar göstermektedir. Hastalarda şikayetlerin hepsi bir arada olmayabilir. Bazı hastalarda sadece öksürük bazılarında ise öksürük olmaksızın nefes darlığı olabilir. Bazı durumlarda özellikle enfeksiyon varsa tüm yakınmalar bir arada ortaya çıkabilir.

TÜRKİYE’DE GÖRÜLME SIKLIĞI YÜZDE 4,5
Astım, çocukluk çağında daha sık görülmekle birlikte her yaşta görülebilir, her yaşta ortaya çıkabilir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde astım sıklığı yüzde 4,5 olarak bildirilmektedir. Dünyada yaklaşık 300 milyona yakın insanı etkilemektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 2015 yılında özellikle yaşlılar olmak 338 bin kişi astım nedeni ile hayatını kaybetmiştir. Astım gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın her ülkede görülmektedir.  Ancak astıma bağlı ölümlerin yüzde 80’nı düşük veya orta gelir düzeyinin altındaki ülkelerde gerçekleşmektedir.

ERİŞKİN ASTIMININ YÜZDE 15’İ MESLEKSEL
Astımı olan bir hastada her şey kontrol altında iken birden şikayetlerinin ortaya çıkması veya var olan şikayetlerinin aniden artması “astım atağı” olarak ifade edilmektedir. Genellikle yakınmalar sigara dumanı, hava kirliliği, egzersiz, mesleki ajanlar gibi çevresel nedenlerle, kimi hastalarda da alerjen olarak adlandırılan ev tozu akarları, polenler, hayvan deri döküntüleri ve mantar sporları gibi maddelerle tetiklenir. Bu durumda hastaların hastanede yatarak tedavi olmaları veya kullandıkları ilaçlarda değişiklik yapılması gerekmektedir. Tetikleyiciler, evde, okulda, işyerinde, dış ortamda olabilir. Astımın önemli tiplerinden biri de mesleksel astımdır. İşyerinde bulunan maddelere maruz kalma sonucu ortaya çıkar. Erişkinlerde görülen astımın yüzde 15'inin mesleksel astım olduğu tahmin edilmektedir.

HEKİM KADAR HASTAYA DA GÖREV DÜŞÜYOR
Yaygın olarak kabul görmüş ve kesin astım tanısını koyacak bir yöntem yoktur. Hastanın şikayetlerinin özellikleri, fizik muayene bulguları ve solunum fonksiyon testleri birlikte değerlendirilerek astım tanısı konulabilir. Nefes darlığı, öksürük, hırıltılı solunum gibi şikayetler başta KOAH olmak üzere başka hastalıklarda da görülebilmektedir.

Astım tamamen tedavi edilebilir veya başka bir ifade ile ortadan kaldırılabilen bir hastalık değildir. Diğer taraftan çocukluk yaşında başlayan astım bazen erişkinlik yaşta tamamen düzelebilmektedir. Astım tedavisinin amacı hastalarda tam kontrolün sağlanmasıdır. Tam kontrol kavramı "hastanın hiç şikayetinin olmaması, günlük kişisel ve mesleğinin gereği olan işleri herhangi bir kısıtlama olmadan yapabilmesi ve hastalık nedeni ile iş ve okul devamsızlığı yaşamaması" olarak ifade edilebilir. Tam kontrol ancak doğru tanı, tedavi, hasta eğitimi ve doktor hasta iş birliği ile mümkün olabilir. Dolayısı ile hastalığın kontrolünde hekim kadar hastaya da görev düşmektedir.

İyi bir hasta hekim iş birliği ile hastaların yüzde 95’den fazlasını tamamen kontrol altında tutabilmek mümkündür. Tam kontrolün sağlanması için hastalardan beklentimiz düzenli doktor kontrolünde olması, ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde uygun teknikle kullanması, sigara içmemesi, içilen yerde durmaması, astımı tetikleyen faktörlerin ve alerjenlerin neler olduğunun farkında olup mümkün olduğunca onlardan uzak durması, düzenli egzersiz yapması ve grip aşısı olması şeklinde sıralayabiliriz. Unutulmamalıdır ki astımı olduğu halde profesyonel turnuvalara katılan pek çok sporcu vardır.

ASTIMDA KİŞİYE ÖZGÜ TEDAVİ UYGULANIR
Ülkemizde astım tedavisi için gerekli her tür ilaç ve altyapı bulunmaktadır. Astım çok ölümcül bir hastalık olmamakla birlikte tam kontrol altına alınmayan, ilaçlarını uygun veya yeterli düzeyde kullanmayanlarda istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

Astımda ilaçlar pek çok kronik hastalıktan farklı olarak inhalasyon (solukla alma) yöntemi ile kullanılmaktadır. Etkin bir tedavi için hastalar ilaçlarını uygun teknikle ve doktorlarının önerdiği dozda kullanmalıdır. Pek çok kronik hastalıktan farklı olarak astım, hastadan hastaya veya aynı hastada farklı zamanlarda farklı seyirler gösterebilmektedir. Dolayısı ile “bireyselleşmiş tedavi” dediğimiz kişiye özgü ve zaman içinde değişkenlik gösterebilen bir tedavi uygulanmaktadır.  Bu da ancak doktor hasta iş birliği ile mümkün olabilir. Özellikle son yıllarda astım gelişim mekanizmaları daha iyi anlaşıldıkça tedavide yeni ilaçlar geliştirilmiştir. Daha önce kontrol altına almakta zorlandığımız ve zor astım olarak ifade ettiğimiz yüzde 5 oranındaki hastanın bir kısmının da şikayetleri yeni tedavi seçenekleri ile kaybolmakta veya azalabilmektedir.

Aşağıdaki noktalara dikkat ederek astımı tamamen kontrol altına almak mümkündür.

  • Tanının doğru konulması,
  • Uygun ilacın yeterli dozda doğru teknikle alınması,
  • Başta sigara olmak üzere diğer tetikleyicilerden uzak durulması,
  • Düzenli egzersiz,
  • Grip aşısı olunması,
  • İyi bir hasta hekim iş birliği sağlanması.

Bütün bu tedbirlere rağmen kontrol altına alınamayan hastalarda da yeni geliştirilen veya geliştirilmekte olan ilaçlarla astımın tam kontrol altına alınabileceği unutulmamalıdır.

ASTIM KORKULACAK DEĞİL, KONTROL ALTINA ALINABİLECEK BİR HASTALIKTIR.

TÜSAD ASTIM VE ALERJİ ÇALIŞMA GRUBU ADINA
DOÇ. DR. LEVENT CEM MUTLU

Afişi indirmek için tıklayınız

ÜYE GİRİŞİ


Şifremi Unuttum
  

TÜSAD ÜYELİK BAŞVURUSU

ETKİNLİK TAKVİMİ

Kasım 2024
PztSalÇarPerCumCmtPaz
28293031123
45678910
11121314151617
18192021222324
2526272829301
2345678
 LookUs & Online Makale