Tükenmeyen Nefesle

Skip Navigation Links

2 Mayıs Dünya Astım Günü Basın Bildirisi

DÜNYA ASTIM GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

 

İNHALER İLAÇ TEDAVİSİYLE SON YILLARDA
ASTIMA BAĞLI ÖLÜMLER AZALDI


Astım tüm yaş gruplarını etkileyen en yaygın kronik hastalıklardan biridir. Prevalansı dünya genelinde artmaktadır. Astımın görülme sıklığı ülkelere göre %1-18 arasında değişir. Tüm dünya genelinde 334 milyon astımlı olduğu tahmin edilmektedir. 2025 yılında yaklaşık 400 milyon astımlı olması beklenmektedir.


Doktor tanılı ortalama astım prevalansı tüm dünya için %4·3 (95% CI 4·2–4·4) olup bu sıklık ülkeden ülküye değişmektedir. Prevalans gelişmiş ülkelerde en yoğun, örneğin Avustralya için %21, gelişmekte olan ülkelerde ise en az seviyededir, örneğin Çin %0,2. Yoksulluk nedeniyle sağlık merkezlerine ulaşımdaki zorluk gelişmekte olan ülkelerdeki düşük sıklığın nedeni olabilir. Fakat astım prevalansı çoğu gelişmiş ülkede günümüzde stabil veya azalma eğiliminde iken gelişmekte olan ülkelerde batılı tarzı yaşam değişikliği nedeniyle hızlı bir artış göstermektedir. Göçmenler üzerinde yapılan çalışmalarda düşük astım prevalansı olan ülkelerden yüksek astım prevalansı olan ülkelere göç eden kişilerde astım prevalansının yıllar içerisinde arttığı da gösterilmiştir.


Ülkemizde yaklaşık 3-4 milyon astımlı kişi olduğu tahmin edilmektedir. 2009 yılında yapılan astım prevalans çalışması ile erişkinlerde astım prevalansının %6,2-11,2 oranında olduğu saptanmıştır. T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Sıklığı Çalışmasında doktor tarafından tanı konmuş yaşa ve cinsiyete standardize astım sıklığı %4,5 (erkeklerde %2,8, kadınlarda %6,2) olarak bulunmuştur.


Çocukluk yaş grubunda erkek çocuklarda astım prevalansı kız çocuklara göre daha fazladır. Erişkinlerde ise kadınlarda astım prevalansı erkeklere göre %20 daha fazladır.


Astımın hastalar, aileler ve toplum üzerine olan yükü düşük ve orta gelirli ülkelerde çok daha belirgindir. Çünkü bu ülkelerde tedaviye ulaşım yetersizdir. Son yıllarda astıma bağlı ölümlerde belirgin azalma olmuştur ve bu azalma inhale kortikosteroid kullanımındaki artışa bağlanmaktadır.


Astımın değişik fenotipleri ve farklı prezentasyonları olması nedeniyle tanımlanmasında yıllarca tartışmalar yürütülmüştür. Ancak genel kabül astımın “Global Initiative on Asthma (GINA)” uzlaşısı doğrultusunda tanımlanmasıdır. GINA raporunda tanımlamada astım; Kronik hava yolu inflamasyonu ile karakterize, heterojen bir hastalık olarak belirtilmiştir ve varlığı ve şiddeti zaman içinde değişkenlik gösteren hırıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışıklık ve öksürük gibi solunumsal yakınma öyküsü ile birlikte değişken ekspiratuvar hava akımı kısıtlanmasının bulunması olarak tanımlanmıştır. Astım tanısı anamnez, fizik muayene ve değişken ekspiratuvar hava akımı kısıtlanmasının gösterilmesi için akciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesi ile konulur. Astımla uyumlu olan belirtiler; birden fazla semptomun birlikteliği (hışıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışıklık ve öksürük), semptomların geceleri veya sabaha karşı kötüleşmesi, semptomların varlığının ve şiddetinin zaman içinde değişmesi, semptomlar viral enfeksiyonlar, egzersiz, alerjen maruziyeti, hava değişiklikleri, gülme krizi, duman gibi iritanlar, güçlü kokular ile tetiklenmesidir. Astımla uyumsuz belirtiler ise; başka bir solunumsal yakınma olmaksızın tek başına öksürük, kronik balgam çıkarma, sersemlik, baş dönmesi ve vücutta karıncalanma ile ilişkili olan nefes darlığı, göğüs ağrısı ve egzersizle tetiklenen nefes darlığı ve beraberinde stridor olmasıdır.


Astımlı hastalarda mesleki astım olasılığı akla getirilmeli ve olgular bu yönde uygun şekilde sorgulanmalıdır. Yeni tanı erişkin astımlıların %5–20’si mesleksel maruziyet ile ilişkilidir. Özellikle yeni tanı konulan ve uygun tedaviye karşın semptomlarda yeterli kontrolün sağlanamadığı astımlı olgularda meslek öyküsü, maruziyetler ve hobiler detaylı sorgulanmalıdır. Olguların işyerinden uzaklaştıklarında (hafta sonu, izin dönemleri gibi) semptomlarında düzelme olması mesleki astımı akla getiren en önemli öyküdür.


Astımda fizik muayenede hiçbir bulgu olmayabilir. Fizik muayene bulguları genellikle olguların semptomatik olduğu dönemlerde saptanabilir. Bu nedenle fizik muayenenin normal olması astım tanısını dışlamaz. En sık saptanan fizik muayene bulgusu hava akımı kısıtlanmasına bağlı olarak ortaya çıkan ekspiryum uzaması ve oskültasyonda wheezing duyulmasıdır.


Prof. Dr. Kurtuluş Aksu
TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı

 

 

ÜYE GİRİŞİ


Şifremi Unuttum
  

TÜSAD ÜYELİK BAŞVURUSU

ETKİNLİK TAKVİMİ

Aralık 2024
PztSalÇarPerCumCmtPaz
2526272829301
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
303112345
 LookUs & Online Makale