Basın Bildirisi
TÜRKİYE SOLUNUM ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ (TÜSAD)
MESLEKİ VE ÇEVRESEL SOLUNUM HASTALIKLARI-İŞ SAĞLIĞI ÇALIŞMA GRUBU
28 NİSAN 2013 DÜNYA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GÜNÜ BASIN BİLDİRİSİ
Çalışma ortamlarının güvenli olması, “hastalık ve kaza üretim merkezleri” olmaması için çalışan en önemli uluslar arası kuruluşların başında ILO (Uluslar arası Çalışma Örgütü) gelmektedir. Tarihçesine baktığımızda ILO henüz Birleşmiş Milletler teşkilatı yaşama geçmeden önce bu amacı gerçekleştirmek için 1919’da kurulmuştur. Amaçlarının başında devletleri “işçi-işveren-devlet” ya da günümüz tanımlamasıyla “çalışan-çalıştıran-devlet” üçlü saç ayağının insani çalışabilirlik koşullarını oluşturmak, bunları ülkelerin yönetsel erklerine uygulatmak amacıyla kurulmuştur.
ILO günümüze kadar olan faaliyetlerini çoğunlukla “iş kazalarına karşı farkındalığın arttırılmasına” yoğunlaştırmaktaydı. Ancak bu yılki dünya iş sağlığı ve güvenliği günü etkinliklerinin önceliğini haklı olarak “meslek hastalıklarını önlemek” - farkındalığının arttırılmasına yoğunlaştırmıştır. ILO’nun bu amaçla bu yılki özel gün için hazırladığı dokümanlardan kısa notlar ile TÜSAD Meslek Hastalıkları Çalışma Grubunun görüşleri şöyle özetlenmiştir:
- Meslek hastalıkları veya işle ilgili hastalıklar çalışma yaşamının en önemli ancak maalesef değişik nedenlerle görülemeyen sorunlarıdır.
- Meslek hastalıklarına bağlı ölümler iş kazalarına bağlı ölümlerin en az 6 katını oluşturduğu hesaplanmaktadır.
- Günümüzün gelişen teknolojik koşullarının da bugün bilemediğimiz birçok hastalıkların kaynağı olma olasılığı her geçen gün daha çok dikkat çekmektedir.
- Geçmişin iyi bilinen toz hastalıkları (pnömokonyozlar) başta olmak üzere eski meslek hastalıklarına günümüzde kas iskelet hastalıkları, işe bağlı stres bozuklukları da ilave olmaktadır.
- Dünyada her yıl işe-çalışma ortamlarına bağlı 2.340.000 ölüm olduğu hesaplanmaktadır. Bu ölümlerin çok büyük bir kısmının 2.020.000’nin işe bağlı hastalıklar-meslek hastalıklarına bağlı olduğu artık yadsınamaz bir gerçektir.
- Başka bir ifade ile dünyada meslek hastalıklarına bağlı her gün 5500 ölüm olmaktadır yani her dakika dünyada meslek hastalıklarına bağlı 3-4 kişi yaşamını yitirmektedir.
- İşin belki de en acı tarafı bu hastalıklar ülkelerin meslek hastalıkları tanı sistemleri nedeniyle gün yüzüne çıkamamaktadır. Bunlardan ancak ve ancak sigorta kurumlarınca yasal tespit edilen ölüm, maluliyet-sakatlık-arazlar nedeniyle şikayet konusu olan, mahkemeye düşenlerden çok azı meslek hastalıkları olarak kabul edilmektedir.
- Oysa dünyada her yıl 160 milyon kişide işe bağlı hastalıklar-meslek hastalıkları oluştuğu artık su götürmez bir gerçektir. Ancak bunların su yüzüne çıkabilenleri “devede kulak” bile denilemeyecek boyuttadır.
- Örneğin son yılların ekonomik anlamda dünyada gelişen iki büyük devi Çin ve ülkemiz meslek hastalıklarına tanı konulamayan, su yüzüne çıkarılamadığı iki büyük devdir de aynı zamanda. Nüfusa orantıladığımızda dünya nüfusunun nerdeyse ¼-1/5’ni oluşturan Çin gibi bir ülkede tüm çalışma ortamları dünya ortalamasının da üstünde iyi olsa bile düz bir mantıkla her yıl dünyada görülmesi beklenen 160 milyon meslek hastalığının ¼-1/5’nin ya da en azınan yılda 3-5 milyonun meslek hastalığı beklenmez mi? Oysa Çin’de 2010 yılında sigortacılık kurumlarının yasal kayıtlarına geçe(bile)n meslek hastalıklarının sayısı sadece ve sadece 27.400’dür.
- Maalesef ülkemizde durum bundan çok da farklı değildir. Ülkemizde de kayıtlı en az 20 milyon çalışan var; tüm çalışma ortamlarımızın dünya standartlarında olduğunu kabul etsek bile ülkemizde yılda en az 80-240 bin meslek hastalığı tanısının konulması bilimsel olarak beklenir. Oysa kayıtlarımıza sadece ve sadece “sigortacılık işlemi bitmiş” olgular girebilmektedir ve bu da yılda 400-500’ü geçememektedir.
- ILO meslek hastalıklarından korunabilmek için öncelikle doğru tanı koyma sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğini bu yıl ifade etmiştir ki bu TÜSAD Meslek Hastalıkları grubumuzun da yıllardır ifade ettiği bir söylemdir.
- Yine ILO ilk defa bu yıl nanoteknoloji ve biyoteknolojinin gelecekteki risklerine de hazırlıklı olunması uyarısını yapmıştır. Bu yeni teknolojilerin gelecekte ne gibi zararları olduğunun erkenden fark edilebilmesi için ülkelerin meslek hastalıkları tanı sistemlerini mutlaka gözden geçirmeleri gerçeğini ifade etmiştir.
- ILO işe bağlı hastalıklar ve kazaların direk ve dolaylı zararlarının dünya ülkelerinin ekonomisine maliyetinin ülkelerin gayri safi mili hasılalarının en az %4’nün kaybına, başka bir ifadeyle dünyada bu konularda önlem alınmamasının dünyaya küresel maliyetinin en az 2.8 trilyon dolar olduğuna dikkat çekmektedir. Ülkelerin bu konudaki sigortacılık başta olmak üzere sistemlerini proaktif yaklaşıma dönüştürmemelerinin faturasının kendilerine giderek çok büyük yükler getireceği ifade edilmektedir.
- Gerek insan sağlığını korumak, geliştirmek gerekse de ciddi ekonomik yıkımlara yol açmamak için meslek hastalıkları tanı sistemlerinin ivedilikle gözden geçirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
- Korunmanın olabilmesinin ilk koşulu önce tanımaktır, tanı koya bilmek, riski görebilmek, tehlike oluşumunu ortadan kaldırmanın yollarını oluşturmaktır.
- Maalesef ülkemiz dahil olmak üzere dünyadaki ülkelerin yarıdan fazlası çağdaş meslek hastalıkları tanı sistemlerini geliştirmiş-oluşturmuş değillerdir. Böyle olunca da özellikle kontrolsüz küçük ve orta ölçekli işletmeler çığ gibi büyümekte ve bu yerler maalesef “görülemeyen-bilinemeyen-tanı dahi konulamayan hastalık üretim merkezleri” haline gelmektedir.
- Oysa geleneksel anlamda meslek hastalıklarının çalışanların binde 4-12’sinde bekleneceği gerçeği EUROSTAT’ın 27 Avrupa Birliği ülkesinde 2007’de yaptırdığı, 2010’da yayımladığı istatistik çalışmasında yıkıma uğramıştır. Beyana dayalı işe bağlı hastalıkların-meslek hastalıkların 15-64 yaş arası çalışan nüfusun %8.6’sına kadar çıktığı, EU zonunda 2007 itibarıyla 27 milyon çalışanda işle ilgili meslek hastalığı olduğu ortaya konulmuştur.
- ILO’nun bu yılki raporunda ilk defa ülkemizden bir konuda övgü ile bahsedilmiştir. Çalışma grubumuz elemanlarının da ülkemiz adına eğitici olarak aktif destek verdiği, ILO’nun ÇSGB’na pnömokonyozun ikincil korunma sisteminin bir parçası olarak radyografi değerlendirme eğitimleri yer almıştır. Silkoz eleminasyonun ikincil korunma stratejisini oluşturan ülkeler olarak “ Brezilya, Şili, Hindistan, Endonezya, Malezya, Peru, Tayland, Türkiye ve Vietnam” ın adları zikredilmiştir. Geçen yılki TÜSAD Solunum 2012 kongremizde bir panel ile gündeme getirdiğimiz “pnömokonyoz ulusal kontrol programları” konusunun önemi ILO tarafından da vurgulanmıştır.
- ILO dünyada çalışan sağlığı-işçi sağlığında sadece iş kazalarına odaklanılmaması; meslek hastalıkları-işle ilgili hastalıklara da dikkat çekilmesi gerektiğini; bu konuda acilen ve ciddi bir paradigma değişikliğine gereksinim olduğunu vurgulamıştır.
- Sorun oldukça önemlidir, sorun artık üstü örtülecek, görünmeyecek boyutları ciddi olarak aşmıştır.
- Meslek hastalıklarından korunmayı sağlamak için öncelikle meslek hastalıklarını ortaya koyabilecek tanı sistemi değişikliğine gereksinim vardır.
- Çalışma grubu elemanlarımızca da yıllardır ifade edilen “korunma tedavi ve tazminden daha kolay, ucuz ve insanidir” gerçeğinin bir an önce yaşama geçmesi için dünyanın birçok yerinde olduğu gibi meslek hastalıkları tanı sistemimizin “korunma” odaklı bir yaklaşıma bir an önce dönüştürülmesi gerçeğini kamuoyuyla paylaşırız.