18 Ocak 2022
02-08 Ocak Verem ve Propaganda Haftası Basın Bildirisi
Verem hastalığı ile mücadeleyi güçlendirmek ve farkındalığı artırmak için ülkemizde 1947 yılından beri, yılın ilk pazarı ile başlayan hafta VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI olarak kutlanmaktadır.
TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu olarak, bu kapsamda, ülkemizde göğüs hastalıkları (Göğüs hastalıkları ve tüberküloz) branşının doğuşu ve gelişmesine vesile olan tüberküloz hastalığı konusunda her yıl olduğu gibi bu yıl da toplumumuzu bilgilendirmek istiyoruz.
Verem/tüberküloz (TB) hastalığı, insanlık tarihinin en eski hastalıklarından biridir. Tüberküloz hastalığına neden olan tüberküloz basili (verem mikrobu) Robert Koch tarafından 24 Mart 1882’de keşfedilmiştir. 1940’lı yıllarda ise tüberküloz mikrobunu öldüren ilaçlar bulunmuştur. Günümüzde tüberküloz hastalığı, tedavi edilebilir/önlenebilir bir hastalık olduğu halde, halen dünya genelinde en çok ölüme yol açan hastalıklardan biridir.
2019 yılından beri yaşadığımız corona virüs salgını nedeni ile tüm hastalıklarda olduğu gibi verem hastalığı tanı ve tedavisinde de aksamalar yaşanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre 2019 da TB hastalığına yakalandığı tahmin edilen 10 milyon kişiden yaklaşık 2,9 milyonu ya teşhis edilmedi ya da DSÖ’ye bildirilmedi. 2015 ve 2020 yılları arasındaki TB insidans hızında %11’lik bir düşüş izlendi ve 2019’a oranla %1,9’luk bir azalma görüldü.
DSÖ’nün 2019 yılı Küresel Tüberküloz Raporunda Türkiye’nin 2018 yılı tahmini insidans hızı yüz binde 16 ve tahmini mortalite hızı yüz binde 0,51 olarak verilmiştir. Ülkemizdeki 2018 yılındaki verilere göre 11.786 olgudan %71,1’i (8234) yeni ve nüks olgulardır. Raporda 2018 yılı Akciğer dışı TB oranı ise %30’un üzerinde olarak tespit edilmiştir. Türkiye’nin 2017 yılı yeni ve nüks olgularda tedavi başarısı %86 ve önceden tedavi görmüş olgularda ise başarı %58’dir. DSÖ’nün VSD’lere kayıtlı yeni ve nüks olgu sayısına göre hesapladığı insidansın yüz binde 14,6’dan yüz binde 14,1’e gerilediği gözlenmiştir. Toplam olgu hızı da yüz binde 14,9’dan yüz binde 14,4’e (% -3,6) gerilemiştir.
Günümüzde, dünya nüfusunun dörtte biri (yaklaşık 2 milyar kişi) vücudunda verem mikrobunu taşımaktadır. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 10 milyon kişi verem hastalığına yakalanmakta ve 1,5 milyon insan veremden ölmektedir. Dünyada enfeksiyon nedenli ölümlerin zirvesinde yer almaktadır.
Başarıyla yürütülen tüberküloz savaşı sonucu ülkemizde kayıtlı tüberküloz görülme sıklığında, son 10 yıldır yıllık ortalama %5 düşüş görülmektedir. 2005 yılında toplam 20.535 hasta kaydedilmiş ve görülme sıklığı yüz binde 29,4 iken, 2017 yılında yüz binde 14,6’ya düşmüştür.
Ülkemizde tüberküloz kontrolünde “Bin Yıl Kalkınma Hedefleri” ve “Tüberkülozu Durdurma Stratejisi Hedefleri”ne ulaşılmış olup, Dünyada tüberküloz eliminasyonu konusunda belirlenmiş hedef olan, 2050 yılına kadar küresel tüberküloz insidansının milyonda birin altına düşürülmesi yönünde çalışmalarını hız kesmeden sürdürmektedir.
Solunum yoluyla alınan verem mikrobu verem enfeksiyonuna yol açar. Bu, bir hastalık durumu değildir. Vücutta verem basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur. Enfekte olan kişilerin %5’i 1-2 yıl içinde aktif verem hastası olur, %5’inde ise verem mikrobu vücutta sessiz olarak bekler. Vücut direncinin düştüğü durumlarda, vücutta beklemekte olan verem mikrobu çoğalarak verem hastalığına yol açar.
Başta akciğerlerde yerleşir, fakat kan ve lenf yoluyla tüm vücuda dağılabilen mikrobik, bulaşıcı, kronik bir hastalıktır. Dolayısıyla en sık akciğerleri olmak üzere tüm organları (lenf bezleri, kemik, böbrek, beyin vb.) tutabilir. Tedavi edilmezse hayatı tehdit edebilir.
Verem mikrobu vücuda girdikten sonra yıllarca hastalık yapmadan akciğerlerde bekleyebilir. Vücudunda verem mikrobu taşıyanların yaklaşık %5-15’i daha sonraki yıllarda VEREM HASTASI olur (1).
Verem hastalığı gelişiminde riskli gruplar: 5 yaş altındaki çocuklar, yaşlılar, HIV enfeksiyonu olan kişiler, Bağışıklığı baskılayan tedavi alan kişiler, Silikoz, diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma ya da baş, boyun, akciğer kanseri olanlar, ideal vücut ağırlığının %90’ından daha az kiloda olanlar, Sigara içenler, ilaç bağımlılığı olanlar ya da alkol kullananlardır.
Belirtileri: En erken ve en sık belirtisi 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kan tükürme, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısıdır
Tüberkülozdan korunmanın en etkili yolu erken teşhis ve başarılı tedavidir.
İki-üç hafta veya daha uzun süreli öksürük şikayeti olan herkes en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır!
Verem, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen hastaların aksırma, öksürme ve konuşmaları sırasında havaya yayılan mikropların solunum yoluyla alınması ile bulaşır. Verem hastaları, konuşma, öksürme ve hapşırma ile ortama verem mikrobu içeren damlacık yayarlar.
Hastaların öksürme ve hapşırma sırasında ağızlarını mendille kapatmaları hayati önem taşır.
Koronavirüs pandemisi yaşadığımız günümüzde, korunma için önerilen maske, mesafe ve hijyen önlemleri veremden korunma için de geçerlidir.
Verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür.
Bu nedenle hastalar ve hasta temaslıları bulundukları ortamları sık sık havalandırmalıdır.
Verem teşhisinde en önemli yöntem balgamda verem mikrobunun mikroskopla araştırılmasıdır. Balgamında mikrop görülen hastalar çevrelerindeki kişilere hastalığı bulaştırır.
Tedavi olmayan bir verem hastası her yıl yaklaşık 10-15 kişiyi enfekte eder
İlaçlarını düzenli kullanan hastalar başkalarına hastalık bulaştırmaz. Verem tedavisinde kullanılan ilaçlar Verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak verilir.
Verem hastaları ilaçlarını düzenli olarak ve yeterli süre (6-9 ay) kullanmazlarsa verem mikropları ilaçlara karşı direnç kazanabilir. Dirençli verem hastalarının tedavisi daha uzun sürer (18-24 ay), daha fazla ilaç kullanılmak zorunda kalırlar ve bazen hasta kaybedilebilir. Bu hastalar toplum sağlığını da tehdit ederler.
Tedavisiz hasta çevresindekilere verem mikrobunu saçmaya devam eder.
Verem hastalığı düzenli ilaç kullanmakla 6-9 ayda tamamen iyileşir.
Verem hastalığından korunma hastalığın gelişimini önlemede önemlidir. Hastanın yakınları, özellikle de aynı evde birlikte yaşayanlar mutlaka verem savaşı dispanserlerine başvurarak muayene olmalıdır. Hasta yakınlarının taramaları dispanserlerde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler tedavi edilir. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu tedavi verilir.
Koruyucu ilaç tedavisinde 6 ay süre ile düzenli ilaç kullanımı gereklidir.
Çocukları veremden korumak için doğumdan 2 ay sonra BCG (verem) aşısı uygulanır.
Ülkemizde tüberküloz kontrolünü sağlamak amacıyla 1931 yılından beri BCG aşısı uygulanmakta olup, iki ayını dolduran bebeklere BCG uygulaması aşı takviminde yer almaktadır.
Verem hastalığından korunmada etkili yöntemleri tekrarlıyor ve sağlıklı günler diliyoruz.
HASTALIKTAN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK!
Sık sık ellerini yıka.
Asla sigara içme, sigara içenin yanında durma.
Bulunduğun ortamı sıkça havalandır.
Dengeli ve düzenli beslen.
İlaçlarını zamanında, düzenli ve yeterli süre kullan.
Kaynaklar
- Global tuberculosis report 2019. Geneva: World Health Organization; 2019. Licence: CCBY-NC-SA3-0IGO.
- Türkiye’de Verem Savaşı 2020 Raporu, Sağlık Bakanlığı Yayın No: 1205, Ankara, 2021
- WHO website. https://www.who.int/health-topics/tuberculosis#tab=tab_1 . (Erişim tarihi: 02.01.2022)
- Tüberküloz Tanı ve Tedavi Rehberi, Sağlık Bakanlığı Yayın No 1129, Ankara 2019
Prof. Dr. Dursun TATAR
TÜSAD Tüberküloz ÇG adına