Tükenmeyen Nefesle

Skip Navigation Links
11 Ağustos 2015

TÜSAD Mesleki ve Çevresel Solunum Hastalıkları-İş Sağlığı Çalışma Grubu Tuzla/İstanbul’daki Nitrik Asit sızıntısı ile ilgili bilgilendiriyor

TÜSAD Mesleki ve Çevresel Solunum Hastalıkları-İş Sağlığı Çalışma Grubu Tuzla/İstanbul’daki Nitrik Asit sızıntısı ile ilgili bilgilendiriyor:

Tuzla Deri Organize Sanayi Sitesindeki bir fabrikada 05.08.2015 de meydana nitrik asit tankerinin çatlaması sonucu gaz sızıntısı olduğu bildirilmiştir. Olay sonrası herhangi bir yaralanma olmadığı, kazanın olduğu ve çevre fabrikalardaki işçilerin boşaltıldığı duyurulmuştur. Nitrik oksit gazının kontrollü bir şekilde tahliyesi sonrası kontrol tedbirleri kaldırılacak ve üretime dönüleceği belirtilmiştir. Yaralanma ya da can kaybının olmayışı sevindirici bir haber olsa da olayın çevre ve uzun dönem sağlık etkileri olacağı unutulmamalıdır.

Bu nedenle derneğimiz, Mesleki ve Çevresel Solunum Hastalıkları-İş sağlığı Çalışma Grubu olarak bu kaza sonrası olası sağlık etkileri ile ilgili bilgilendirme yazısı hazırlanarak bilgilerinize sunulmuştur. Fabrika çalışanları başta olmak üzere tüm çevre halkına geçmiş olsun diyor, böyle kazaların bir daha yaşanmamasını diliyoruz.

Nitrik Asit nedir?
Kimyasal formülü HNO3 olan(Cas no: 7697 -37 – 2), sıvı formda ve renksiz ya da sarımtırak renkte kuvvetli bir asittir(Resim 1). Metallerin ayrıştırılması, saflaştırılması, gübre üretimi, patlayıcı üretimi, arıtma tesisleri, boya kimyasalları gibi geniş bir kullanım alanına sahiptir Bir molü 63,2 gramdır ve dolayısıyla havaya karışan buharları havadan ağırdır. Yayıldığı ortamda bu buharlar yere çökme eğilimindedir. Bu nedenle özellikle endüstriyel kazalar sonrası ortama salınan gaz toprağa ve suya karışarak yayılımını ve etkisini artırmaktadır.


Resim 1. Olay yerindeki gaz sızıntısı

ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA- Environmental Protection Agency) tarafından ALOHA isimli simülasyon programı kullanılarak kaza sonrası olası gaz yayılımının olabileceği alanın tahminine yönelik yapılan hesaplama yapılmıştır. Yayılım alanları tehlike bölgelerine ayrılmış ve renk kodları verilmiştir. Sızıntının yoğun olduğu en çok 55 metre mesafede bulunanlar (Kırmızı Bölge), 92 ppm ve daha yüksek bir doza maruz kalma potansiyeline sahiptirler. Tanka en çok 114 metre mesafede bulunanalar (Turuncu Bölge), 24 ppm veya daha yüksek bir doza maruz kalma potansiyeline sahiptirler Tanka en çok 2,1 km mesafede bulunanalar (Sarı Bölge), 0,16 ppm veya daha daha yüksek bir doza maruz kalma potansiyeline sahiptirler (Şekil 1). 100 ppm ve üzeri dozlar ölümcül etkiye yol açtığı diğer yoğunlukların akut ve geç dönem sağlık etkileri olduğu bilinmektedir.
 
Şekil 1: Nitrik asitin yayılması olası uzaklık alanları ve tehlike bölgeleri

Nitrik asit ve solunum sistemi etkileri

Endüstiyel kazalar sonrası ilk müdahale nasıl olmalıdır?

Öncelikle tesiste çalışanlar ve civar tesiste çalışanlar derhal durumdan haberdar edilerek tahliye edilmelidir. Gaz buharının rüzgar yoluyla yayılacağı unutulmamalı tahliye yolu rüzgarın tersine olmak üzere belirlenmelidir. Uygun kişisel koruyucu donanımlar ile (motorlu ve hava belsemi solunum koruyucular, kimyasala dayanıklı iş elbisesi ve gözlük, eldiven, çizme giymiş)  eğitimli acil durum personelleri tarafından sızıntıya müdahale edilmelidir. Çok şiddetli ısı açığa çıkaracağından asidin üstüne su dökülmemelidir.   İtfaiye ve / veya AFAD ekipleri, kazanın oluş biçimi, yayılan kimyasalın türü, kimyasal özellikleri, rüzgar yönü, civarda yaşayanların risk profili ve kimyasalların karşılıklı etkileşimi ile başlayacak domino etkileri konusunda, Coğrafi Bilgi Sistemleri temelli yazılımlar ile karar oluşturmaları gerekmektedir. Kimya Mühendisleri Odası gibi uzman kuruluşlardan bilgi desteği sağlanmalıdır.

Akut dönem sağlık etkileri nelerdir?

Nitirk asit solunum yolu, dermal ve oral yol ile vücuda alınabilmektedir. Kazalar sonrası ortaya çıkan yüksek konsantrasyonlardaki gaz, alt ve üst solunum yolları, cilt  ve gözler için şiddetli irrtiandır. Gözlerde kızarıklık, sulanma ve yanma, ciltte kızarıklık ve kaşıntı, baş ağrısı ve bilinç bulanıklığı, ani nefes darlığı, göğüste rahatsızlık hissi, öksürük,  wheezing, obstrüktif hava yolu hastalığı olanlarda şiddetli dispne atakları, larinks ödemi, toksik pnömonitis ve akciğer ödemi tabloları gelişebileceği, metabolik asidoz ve diğer metabolik sorunlara yol açabileceği bildirilmiştir. Bu durumlarda maruz kalan kişiye semptomlarına ve semptomların ağırlığına göre müdahale edilmelidir. Acil durumlarda termal reaksiyonlar ve şiddetli yanıklara yol açabileceğinden su ile yıkamama yapılmaması çok önemlidir. Semptomların ilk maruz kalımda olmasa da maruziyet sonrası  48-72 saatte de gelişebileceği unutulmamalıdır.

Geç dönem sağlık etkileri nelerdir?

Uzun dönemde kronik bronşit, pulmoner fibrozis, kimyasal pnömonitis,  solunumsal viral enfeksiyona yatkınlık, var olan obstrüktif hastalıklarının seyrininin kötüleşmesi,  konjonktivit ve korneal ülserler,  dişlerde erozyon nedeniyle kayıplar, ciltte sarı çizgilenmeler ve skarlaşmalar yapabileceği bildirilmiştir.

Karsinojenite
IARC tarafından karsinojen olarak bildirilmemiştir.

Genotoksisite
Hayvan çalışmalarında fetüs üzerine DNA hasarlarına yol açtığı gösterilmiştir.

Sonuç ve öneriler
Kimyasalların taşınma ve depolanmasına ilişkin ulusal ve uluslar arası rehberler göz önüne alınmalıdır. İş kazalarının alınacak tedbirler ile önlenebileceği unutulmamalıdır. Geç dönem sağlık etkileri konusunda dikkatli davranılmalıdır.

Kaynaklar

  1. Toxnet database
  2. Micromedex data base
  3. Medline database

ÜYE GİRİŞİ


Şifremi Unuttum
  

TÜSAD ÜYELİK BAŞVURUSU

ETKİNLİK TAKVİMİ

Kasım 2024
PztSalÇarPerCumCmtPaz
28293031123
45678910
11121314151617
18192021222324
2526272829301
2345678
 LookUs & Online Makale