Ozlem Kar Kurt İle Dış Ortam Hava Kirliği Hakkında Bir Kısa Röportaj Gerçekleştirdik

Solunum 2016 kongresi hakkında görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Öncelikle kongreye katılım sayısının yüksek olmasına mutlu olduğumu belirtmek isterim. Bilimsel programın oldukça doyurucu, her bilgi düzeyindeki uzmana veya asistana hitap edecek konu başlıklarının farklı oturumlarda yer bulması nedeniyle emeği geçen özellikle kongre organizasyon komitesine teşekkür etmek istiyorum. Çevre sağlığı ve meslek hastalıkları üzerine gün geçtikçe duyarlılığımızın artması ve böyle yoğun katılımlı bir kongrede sempozyum, panel ve çeşitli oturumlarda yer verilmesi de ayrıca bu işle uğraşmaya çalışan bizler için geleceği dair umutlarımızı arttırdı ve yapacaklarımız içi yol gösterici oldu.

Dış ortam hava kirliği hakkında kamuoyunu ve camiamızı bilgilendirir misiniz?

Dış ortam hava kirliliği hem gelişmiş hem de gelişmekte olan bizim ülkemiz gibi ülkeler için önemli bir sağlık sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre maalesef dünya nüfusunun %92’si DSÖ’nun belirlediği hava kalitesi standartlarına uymayan bölgelerde yaşamaktadır. 3.7 milyon ölüm hava kirliliğine bağlanmıştır. Hava kirliliğine bağlı ölümlerde kalp hastalıkları, inme ve akciğer hastalıkları en önemli oranları oluşturmaktadır. Ülkemizde de tüm kirleticiler için belirtilen limit değerlerin aşıldığı, özellikle 81 ilde ölçülen istasyonlardan Partikül Madde 10 (PM₁₀) bu değerlerin 2-3 katı üzerinde olduğunu görmek mümkündür. Hava kirliliğini oluşturan etkenler çocuklarda akciğer gelişimini olumsuz etkilemekte, solunumsal hastalıkların alevlenmeleri, acil başvuruları ve hastane yatışlarını arttırmakta, astım ve KOAH gelişimine katkı sağlamakta, kalp akciğer kaynaklı erken ölümlere neden olmaktadır. 2013 yılında hava kirliliği IARC tarafından Grup I karsinojen olarak bildirilmiştir. DSÖ’nün Eylül 2016’da sunduğu raporda önerdiği hususlar arasında; temiz ulaşım, enerji tasarruflu konutlar, temiz enerji üretimi, endüstriyel atık yönetimi konularında politika ve yatırımlar yapılması, evlerde biyomas ve kömürlü enerji kullanımının, tarımsal atık yakma, orman yangınlarının önlenmesi sayılmaktadır.