Saadettin Çıkrıkçıoğlu Röportajı

Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma hastanesinde Doktor arkadaşım  Ali GÜRBÜZ asistan olarak görev yapıyordu. Onun yanına sıkça ziyarete gidiyordum. Hastanedeki doktor ve diğer sağlık çalışanları ve hasta ilişkileri çok iyiydi, bundan çok hoşlanmıştım. Ayrıca o zaman uzmanlık sınavlarına girme ve kazanma sistemi şimdikinden çok farklı idi. Bu nedenlerden dolayı göğüs hastalıklarını seçtim. 1977 Kasım ayında Yedikule göğüs hastalıkları hastanesinde asistanlığa başladım. Bizim uzmanlık eğitimimiz esnasında  sadece tüberküloz hastalarına bakılırdı. Benim şansım; ki burada bir kez daha kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum , rahmetli hocam “Şef.Dr. Adnan EKMEKÇİOĞLU” nun  yanında, nonspesifik serviste çalışmamdı. Tabi o zamandan bu zamana Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi ciddi bir ivme  kazanarak   çok farklı bir eğitim kurumu ve bir akademi haline gelmiştir.

2)      Meslek hayatınızın neredeyse tamamına yakınını Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde geçirdiniz . Asistanlıktan Başhekimliğe kadar her kademede çalıştınız. Yedikule GHH’nin tarihini yazanlardan birisiniz. Sizin için YGHH ne ifade ediyor , bize anlatır mısınız ?

Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bana çok şey kattı, çok şey verdi. Gerçekten de tarihini yazmak istiyoruz. Sevgili can dostum Dr. Veysel YILMAZ, Dr. Sedat ALTIN özverili klinik şef arkadaşlarımın yardımıyla bunu yazacağız .   Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma hastanesine geldiğimde hocalarımız sadece Tüberküloz  olgularıyla uğraşıyordu. Sadece ben nonspesifik serviste çalışıyordum. Rijit bronkoskopi ve plevral biyopsi gibi girişimsel işlemler bizim serviste yapılıyordu. Ben rijit bronkoskopiyi Adnan Ekmekçioğlu’nun önderliğinde Dr. Niyazi Üstoğlu’ndan  öğrendim. Daha sonraki yıllar (1985 ile 1987arası ) rijit bronkoskopi ile iğne aspirasyonu yaparak yetiştirildim yine aynı yıllarda yavaş yavaş  Fiberoptik Bronkoskopi’ye (FOB)  geçtik ve Transtorasik İğne Aspirasyonlarına  (TTİA) başladık. FOB ve TTİA’yı hastaneye kazandırdım.

Eğitim ve yaygın faaliyetleri yok denecek kadar azdı. Bir kongrede “Eğitim Hastanelerinin  Dünü, Bugünü ve Yarını” adlı bir panel düzenlenmişti ve bu panelin moderatörlüğü  bana verilmişti. Başta Dr. Veysel YILMAZ olmak üzere diğer eğitim hastaneleri ile ortak bir çalışma ve araştırma yapıldı. Baktım ki eğitim hastanelerimiz hasta bakımı ve girişimsel işlemler yönünden iyi olmasına karşın  eğitimde ve araştırmada istenilen seviyede değildi. Hemen o zaman hocalarla tekrar tekrar toplandık ve 1996 yılından itibaren İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi ve Heybeliada Göğüs Hastalıkları Hastanesi olarak belki de Türkiye’de ilk defa ortak eğitim programı başlatıldı. Bu eğitim programı 3 Eğitim ve Araştırma Hastanesinde  benim başhekimliğim süresince sürdü

 O zamandan bu yana Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin ivmesi  artarak halen devam etmektedir.Daha sonra genç Şef ve doçent arkadaşlar hem eğitimde hem araştırmada hem de girişimsel işlemlerde bu çıtayı yükselterek hastanemizi bir akademi haline getirdiler. Bunun onur ve gururunu  yaşıyoruz.

3)      Meslek hayatınız boyunca birçok akademisyen yetiştirdiniz . “Hocaların Hocası “ lakabıyla hatırlanıyorsunuz. Asistanlarınız ve birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızı nasıl bu kadar pozitif yönde etkileyip motive ediyorsunuz ? Bunun sırrını verecek misiniz?

 Öncelikle bildiğiniz her şeyi; pratik teorik bilgileri ve etik değerleri öğreteceksiniz. Onların önünü açacaksınız  yükselişlerine öncülük ederek, teşvik edeceksiniz, yeri geldiğinde tenkid ama yeri geldiğinde takdir de etmeyi bileceksiniz. Personelinizi  hep koruyacaksınız , arkalarında senin olduğunu bilmeleri gerekir , yanı hep almayacaksınız çoğu zaman  vermesini de bileceksiniz .Örneğin 1996-2001 başhekimliğim sırasında Dr. Filiz KOŞAR’I yoğun bakıma, DR. Sedat ALTIN’INI girişimsel bronkolojiye, Dr. Murat KIYIK’I kemoterapiye yönlendirdiğim gibi.

4)      Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği ve çalışmaları konusunda ne düşünüyorsunuz ? Sizce bir Uzmanlık Derneği olarak yeterli midir?  Göğüs Hastalıkları alanında birden fazla uzmanlık derneği olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Bence bir Uzmanlık Derneği olarak oldukça  yeterlidir. Bizim dönemimizin Şef ve doçentlerinin akademik yükselmelerinde çok etkili ve önemli bir rol  oynamıştır.

 Başlangıçta sadece Bir İstanbul Derneği konumunda iken çok yerinde bir kararla tüm Türkiye’yi kucaklayan bir dernek haline gelmiştir. Göğüs hastalıkları dalından birden fazla dernek olması  bence faydalıdır  çünkü rekabeti arttırmakta , Dernek faalşyetlerinde kalitesiyi  yükseltmektedir. Periferdeki doktor arkadaşlarımın yenilikleri görmesini ve anlamasını sağlamaktadır. Ancak sayı ekonomik nedenlerle şu anda mevcut üçten daha fazla da artmamalıdır tabii ki.

5)      Genç meslektaşlarınıza  özellikle mesleğinizin icrası ve etikdeğerler anlamında söylemek istedikleriniz nelerdir ?

Genç arkadaşlarıma şunu söylemek isterim; önceleri  İç Hastalıkları AD’nın  bir yan dalı iken, şimdi göğüs hastalıkları öyle bir konuma geldi ki, birçok yan dalları oluştu.  Bu branşın kıymeti iyi bilinmeli ve yan dallarında uzmanlaşmalarını öneririm.

Mesleklerini icra ederken hiçbir politik etki veya kişi etkisi altında kalmadan, sadece mesleki etik ve deontolojik değerlere çok önem vererek mesleklerini icra etmeleridir.

6)      Emekliliğinizde neler yapmayı düşünüyorsunuz ? Özellikle yapmayı planladığınız hekimlik dışı aktiviteler var mı ?

Emekliliğimde meslek hayatımı serbest hekim olarak sürdürmekle beraber aileme de vakit ayırmaya ve  özellikle torunumla vaktimin çoğunluğunu geçirmeye çalışıyorum. 

Son söz olarak ben ve o zamanki şef ve Doçent arkadaşlarım ve daha sonra yetişen Akademisyen arkadaşlarım ile  birlikte Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinin  bir sanatoryumdan bir akademi, bir okul haline gelmesinin onur ve gururunu yaşıyoruz.

Bu vesile ile özellikle benim yanımda yetişen Dr. Sedat ALTIN, Dr, Filiz KOŞAR ve Dr. Murat KIYIK ve  hastanemizin tüm doktor, hemşire ve personeline , ayrıca yeni açılan bronkoloji ünitesine adımı vererek beni onurlandıran Başhekim Doç.Dr. Celalettin İbrahim KOCATÜRK’E çok teşekkür ederim.