30 Ekim 2017
Atina’da Pulmoner Rehabilitasyon Kursu
Tele-rehabilitasyon ve telecoaching uygulamaları; önümüzdeki yıllarda pulmoner rehabilitasyon programının; hastanelerde ayaktan uygulanan şeklinin zamanla önemini
kaybedeceğini ve teknolojik cihazlar sayesinde hastaların evden takip ve tedavi edileceği
bir programa doğru yon değiştireceğini düşündürüyor.
Kronik akciğer hastalarında tüm dünyada uygulanan pulmoner rehabilitasyon programı özellikle
ülkemizde son yıllarda önem kazanmaya başladı. Ben de İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları
Hastanesi’nde son 5 yıldır pulmoner rehabilitasyon ünitesinin sorumlu doktoru olarak görev
yapmaktayım. Program hakkındaki gelişmeleri ve yenilikleri literatürden takip etsem de ERS’nin 6-8
Nisan’da Atina’da düzenlemiş olduğu pulmoner rehabilitasyon kursuna katılmak benim için çok
önemliydi. Bu konuda derneğimizin verdiği destekle bu kursa katılma şansını yakaladım.
Kurs tarihinden haftalar önce kurs programı ve konuşması olan bütün öğretim üyelerinin sunumları
e-mail yoluyla bize iletildi. Birkaç gün öncesinden de konaklama oteline ulaşım, yol haritası, adres
ve iletişim bilgileri iletildi. Tüm bunlar ben de çok iyi programlanmış, emek verilmiş bir kursa katılacağım izlenimi uyandırdı. Kurs başladığında ise çok yoğun ve kapsamlı bir programın içinde
buldum kendimi. Ülkemizden kimlerin katılacağını bilmeden ve yalnız katılıyorum endişesi yaşarken
ilk gün Denizli’den Fizyoterapist Harun Taşkın, Ali Yalman ve Ankara’dan Zeynep Arıbaş ile tanıştım.Bu genç arkadaşlarımın kursa kendi imkanları ile katıldıklarını öğrenmek beni çok umutlandırdı. Böyle istekli, çalışkan, araştırmacı gençlerimize daha çok destek olmalıydık. Aynı gün Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden kursa katılan meslektaşım Doç. Dr. Esra Yazar ile tanıştım. Derneğimizin düzenlediği pek çok aktivitede bulunmamıza rağmen daha önce hiç karşılaşmamış olmakla birlikte çok iyi anlaştığımızı ve çok güzel bir dostluğun başında olduğumuzu fark ettim. Ülkemizden bir ekip halinde kursa katılıyor olmamız, bu konuya gösterilen ilginin de arttığı yönündeki düşüncelerimi pekiştirdi.
İlk günün sonunda rehber eşliğinde Akropolis ve çevresine yapılan gezi oldukça güzeldi. Sonraki
günlerde kurs bittikten sonra ekibimizle birlikte şehri tanımaya çalıştık. Tarihi ve turistik yerleri ile çok sakin ve huzurlu bir şehir Atina. Mutfak kültürü ve insanları ile bir Akdeniz ülkesinin tipik özelliklerini taşıyor. Türkiye’den geldiğimi öğrenen nazik insanları, derin bir özlemle İstanbul’u
anmakta.
Dünyanın her yerinden doktorların ve fizyoterapistlerin katıldığı kurs programında; sabahtan öğleye kadar önemli konuların anlatıldığı sunumlar, öğleden sonra ise katılımcılara dönüşümlü, küçük gruplar halinde sunulan workshoplar yer alıyordu. Sunumların pulmoner rehabilitasyona yön vermiş, bu alanda önemli yayınları olan ve kılavuzların hazırlanmasına katkı veren değerli hocalar tarafından yapılması çok heyecan vericiydi. Cep telefonlarına indirilen özel bir program sayesinde sunumlar interaktif olarak gerçekleştirildi ve bütün katılımcıların sorulara cevap verebilmesi sağlandı. Kardiyopulmoner egzersiz testleri, periferik kas gücü ve vücut kompozisyonunu değerlendirme, fiziksel aktivite düzeyini belirleme yöntemleri gönüllü katılımcılar üzerinde uygulamalı olarak ve
uygulayan ekip tarafından anlatıldı. Çok geniş ve ferah bir salonda yer alan pulmoner rehabilitasyon ünitesinde hem üst ekstremitelere hem de alt ekstremitelere yönelik çok çeşitli ve gelişmiş egzersiz
aletleri bulunuyordu.
Ülkemizde Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Prof. Dr. Pınar Ergün ve ekibi tarafından bu standartlara sahip bir ünitede pulmoner rehabilitasyon programının uygulandığını bilmek güzel. Ancak ne yazık ki çalıştığım hastanede dahil olmak üzere; çoğu hastanemizde, çok çeşitli nedenlerden dolayı, yetersiz fiziksel şartlarda ve ekip çalışması olmadan pulmoner rehabilitasyon uygulanmakta.
Ayaktan pulmoner rehabilitasyon uygulamalarındakiengeller nedeniyle tele-rehabilitasyon ve
telecoaching uygulamalarından bahsedildi. Bu konulara ayrıntılı olarak yer verilmesi; önümüzdeki yıllarda pulmoner rehabilitasyon programının; hastanelerde ayaktan uygulanan şeklinin zamanla
önemini kaybedeceğini ve teknolojik cihazlar sayesinde hastaların evden takip ve tedavi edileceği
bir programa doğru yön değiştireceğini düşünmeme neden oldu.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, pulmoner rehabilitasyonun öneminin daha da artacağı ve
gelişeceği, ülke genelinde uygulanan bir program olacağı umuduyla.
Dr. Hülya Doğan